Black Mirror: Bandersnatch, pek az etkileyen ancak kendini izletmeyi de başaran bir yapım olmuş. 1984 yılında geçen dizinin ana teması ruh sağlığı bozuk olan bir gencin oyun programcılığı konusundaki çabalarını içeriyor. 2011 yılından beri yayımlanmaya başlayan Balck Mirror temel izleyici kitlesini 2012 yılında kazanmış olup başından beri dizinin kalitesine alışan kişiler için bu yeni sezonu hiç de beğenmeyeceğine eminim.
Yermeden önce övmeyle başlayalım;
Dizi oyuncularının performansları tatmin edici düzeyde, eleştirecek pek az kısım var. Dizinin etkileşimli (interaktif) olarak yapılmış olması da çok büyük bir artı. Karakteri yönlendirme hissiyatı izleyiciyi hikâyenin içine çekiyor ve doğru karar vermeye gayret etme güdüsüyle daha dikkatli izlemeye yöneltiyor. Ancak bir sorun var, seçenekleri sunan ve verilen kararlara göre değişen bir senaryoda kontrol ne kadar izleyene ait? İşte bu aşamadan sonra olumsuzluklar başlıyor.
Dizinin işleyişinde bazı kararların iki seçenekli cevaplarından birini seçtiğinizde dizi devam ederken diğerini seçtiğinizde dizi başa dönüyor. Bana kalırsa böyle bir iddia ile çıkan dizinin her seçeneği ‘farklı devam etmeye yönelik‘ olmalıydı. Ayrıca dizi bazı yerlerinde kendi içinde izleyiciyi yönlendirmeye (manipüle etmeye) çalışıyor. İş böyle olduğunda dizinin klasik Black Mirror kalitesinde olmadığını keşfediyoruz.
Reklamlar diziyi izlemeden önce heyecan yaratmasına karşın gerek kurgunun fazla iyi olmaması, ki standart Black Mirror kalitesinde olması yeterliydi, gerekse ofise, okula gittiğinizde arkadaşlarınızla konuşurken herkesin başka bir dizi izlemiş olması beklentisinin karşılanmaması üzdü.
Son olarak tüm bu eleştirilerin kaliteli yapımları olan bir dizinin kendi standartlarına ulaşamadığından kaynaklandığını belirtmek isterim ki dizi çoğu diziden (Muhafız: Hakan vb.) çok daha kaliteli tabii ki. Siz siz olun bu tecrübeyi kaçırmayın. Başından beri Balck Mirror izleyicisi iseniz beklentinizi düşük tutun.
Esenlikler dilerim.
Pingback: You vs Wild – Sosyal Eleştiri