Efsane olabilecek bir dizinin beklentileri karşılamadığını üzülerek bildiriyorum; ‘Muhafız kendi imajını koruyamadı.‘
Elbette ki Netflix platformunda yer alan dizinin bu başarısını görmezden gelemeyiz. Ancak görmezden gelemeyeceğimiz bir diğer şey beklentilerimize ne kadar az cevap verdiğidir.
Diziyi izlerken Okan Yalabık ve Çagatay Ulusoy dışında kalan ana karakterlerin bayağı oyunculuklarını rahatsız edici buldum. Buna karşın yan karakterlerin daha kaliteli oluşu dizideki yanlış oyuncu seçimini gözler önüne seriyor. E bu da dizi çok daha iyi olabilecek bir potansiyele sahipken ellerimizden akıp gitmesinin temel sebebi. Bir diğer sebep ise bazı sahnelerdeki aşırı derecede eğreti duran diyalogların yer alması. Ayrıca görsel efektlerin çok daha iyi olabileceğini de atlamamak gerekli.
Benim için temel kusurlar bunlardı ancak “Dizinin hiç mi güzel tarafı yok?”
Elbette var. Öncelikle dizi Netflix’te yer alan benzerlerine bakıldığında çok da kötü bir yerde durmuyor. Shadowhunters dizisinden daha iyi oyunculukların olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Ayrıca dizinin sempatik unsurlarının cıvıtılmadan işlenmesi, argo kullanımının doğallığı iyi bir iz bıraktı.
Dizideki en güzel şeyin Istanbul olduğunu da belirtmek isterim ki eğer bir yabancı izleyici kitlesi kazanacak ise bu otantik ambiyanstan kazanacaktır. Dar sokaklar, mistik ve oryantal unsurlar, binlerce yıllık tarihi olan güzelim bir şehir!
Diziyi görmeden geçmeyin derim. Her ne kadar 2. sezon onayını almış olsa da muhteşem bir şey de beklemeyin.

Pingback: Hakan Muhafız (The Protector) Sezon 2 – Sosyal Eleştiri