Öncelikle bir Livaneli hayranı olarak taraflı bir yazı olacağını belirtmek isterim arkadaşlar.
Üstat Yaşar Kemal bu eserle ilgili Livaneli hakkında “Edebiyatta görkemli bir söz vardır, büyük kapıdan girmek. Bu büyük bir eserin yazarı demek. Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.” sözlerini kullanmıştır.
Bir ütopya düşünelim, herkesin mutlu mesut yaşadığı bir ütopya.
Ada halkı politikadan, kaostan, günlük hayatın düzensizliğinden uzakta mutlu.
Herhangi bir yöneticiye ihtiyaç duymazlar, zira herkes birbiriyle barışık, doğayla uyumlu, huzur içinde yaşamaktadır bu yeryüzü cennetinde.
Ta ki eski darbeci başkanın müdahalesine kadar. Livaneli bu eserinde biz okurlarına çok şey anlatmış, insanların içindeki hırslara yavaş yavaş yenik düşmesini, her zaman dikte edilmeye ne kadar müsait olduğunu muhteşem şekilde kaleme almış.
Darbeci başkanın, emeklilik yıllarını geçirmek üzere cennet adaya yerleşmesiyle, başta martılar olmak üzere, ada halkı dahil tüm canlıların hayatı yavaş yavaş bozguna uğrar.
Olaylar ada’da yaşayan bir anlatıcının gözünden anlatılıyor. Ekolojinin dengesini bozmamamız gerektiği, doğaya verilen savaşın hiçbir zaman kazanılamayacağını öğreniyoruz.
Hissizleşen bir toplumun hikâyesi Son Ada, keyifli okumalar.
