Biz tam “evet, para kazanmak için uzatılan bir dizi haline gelecek muhtemelen ve zoraki yazılan kurgu sebebiyle izlerken baygınlık geçireceğiz” derken, dizi 3. bölüm sonrasında kendine tekrar bağlamayı başarıyor.

Neon renkler, sempatik ve şahıslarına münhasır karakterlere bir de 80’ler modası eklediğimizde oluşan şey karşısında olumsuz yorum yapmak pek de mümkün değil. Dizi klasik amerikan kurgularına gönderme yaparken bunu hiç bunaltmadan gerçekleştirdiği için büyük bir övgüyü hak ediyor. Zaten halihazırda tutmuş bir kurguyu başka yöne çekmek yerine (biliyoruz ki çoğu sevilen dizi uzadıkça kurgusal değişim sebebiyle atmosferini kaybeder) üzerine gidip detaylandırmak izleyicinin istediği ve diziyi hala sevmesini sağlayan bir etken.
Ayrıca diziye eklenen yeni karakterlerin ambiyansı bozmaması ve zaten hep oradaymış gibi hissettirmeleri sonraki sezonun heyecanlı beklentisini yükseltiyor.

Bu yeni karaktere örnek mi? Diziyi izleyenler için cevap tabii ki Alexei adındaki Rus bilim insanını canlandıran Ukarayna asıllı İngiliz aktör Alec Utgoff olacaktır. Hemen kendine bağlayan bir karakter olunca dizideki akıbeti… Neyse, diziyi sevenler yeteri kadar yorumu twitter hesapları üzerinden yaptılar zaten.
Nihayetinde 11’in her güç kullanmasında burnunun kanaması ve ergen cinselliği kısımları için daha güzel şeyler beklesem de sonunda olması gereken halinin bu olduğuna karar verdim. Seviyoruz.
