‘Ölümden sonraki hayata inanır mısın; Peki ya dünyadaki hiçbir acının olmadığı bir yerin mümkün olduğunu söylesem?’
The OA yaratıcılığını Brit Marling ve Zal Batmanglij‘in yaptığı bir Amerikan dizisi. Gerilim ve drama unsurlarını ustaca işliyor ki gençlik dizisinden hallice olduğunu da söyleyebiliriz. The Stranger Things, Dark gibi dizilerin hissettirdiklerine yakın olması, diziyi izlenecekler listesine eklenmesi gerektiği konusunda sizi ikna edebilir.
Dizi, ölümden sonraki hayatı araştırdığını söyleyen bir doktorun deney farelerini (ölümü tecrübe eden gençler) konu alıyor. Bunu yaparken o gençlerden birinin hayatına yoğunlaşıyor ki tahmin edebileceğiniz üzere o kişi ‘özel‘ biri. Ayrıca ana karakter ve yan karakterlerin dışlanmış, kendilerine ait sıkıntıları olan tiplerden oluşması diziye derinlik katıyor.
Kesinlikle izlenmesi gereken bir dizi olarak düşünmesem de farklı dizileri tecrübe etmenin ne zararı olabilir ki? Çoğu izleyiciye göre dizinin en büyük sıkıntısı: Duyguyu aktarma çabası ile gereksiz uzatılan sahnelerin olması. ‘Buna katlanabilirim.’, ‘Saçmalama, dizinin konusu kesinlikle dehşetengiz!’ diyorsanız sizi ‘the OA‘ görselindeki Netflix uzantısına alalım.
