The Purge (Arınma Gecesi) (2013)
Başrollerinde Ethan Hawke, Kraliçe Cercei olarak bir çoklarımızın nefretini kazanan Lena headey, Reign ya da Teen Wolf’tan tanıyor olabileceğiniz Adelaide Kane, Rhys Wakefield, Max Burkholder yer alıyor. Filmin Yönetmenliğini ve senaristliğini ise James DeMonaco üstleniyor.
Filmin konusunu spoilersız olarak açıklamam gerekirse, Amerikan hükümetinin başı suçlularla ve işlenen suçlarla derttedir. Gelen yeni hükümet purge (arınma) adında bir gece ile bu soruna çözüm bulmak isterler. Bu gecenin özelliği 12 saat (Akşam 7’den sabah 7’ye kadar) boyunca kimse işlediği herhangi bir suçtan dolayı cezalandırılmayacaktır. Bu süre zarfında polis ve hastanelere ulaşılamayacaktır. Böylece bu gece haricinde suç işlemenin önüne geçilmesi sağlanacaktır. Filmimiz işte bu dönemde Sandin ailesini konu alıyor. James Sandin (Ethan Hawke) arınma gecesi için insanların evlerine güvenlik sistemi satan bir şirkette çalışmaktadır. Nezih ve iyi bir mahallede oturan bu Sandin ailesi geceyi ailecek, bir arada güvende geçirmek istemektedirler. Gece başladığında evlerindeki güvenlik sistemini aktive edip evi korumaya alan Sandin ailesi, evin oğlu Charlie’nin(Max Burkholder) dışarıda yardım isteyen adamı vicdanı el vermeyip eve almasıyla büyük bir problemle karşı karşıya gelirler çünkü arınma gecesi için adamın peşinde olan grup adamı istemektedir ve almak için her yola başvuracaklardır.
Filmin konusu genel olarak buydu. Şimdi gelelim filmin olumlu ve olumsuz yönlerine.
Öncelikle olumlu yönlerini açıklayayım:
Öncelikle filmin muhteşem bir konusu olduğunu düşünüyorum. Gerçekten iyi düşünülmüş ve farklı bir konusu var. Konu, insanın gerçekten ilgisini çekebiliyor.
Oyunculuklar filmi ileri taşımış gibi. Özellikle değinmek istediğim oyunculuk da filmin kötü adamı olan Rhys Wakefeild’ın oyunculuğu. Pek de adını duymadığım bu arkadaş filmde rolünün hakkını o kadar güzel vermiş ki gerçekten o nazik psikopatlığı ile sizi ürkütmeyi başarıyor. Diğer oyuncuların da hakkını yemeyelim herkes üzerine düşeni yapmış ama kötü adamımız gerçekten filmi daha izlenir kılmış.
Film sizi germeyi ve şaşırtmayı yer yer başarıyor. Filmdeki ne olacağını kestirememe mevzusu gerçekten sizi bazı sahnelerde oldukça geriyor. Filmde sizi oldukça şaşırtacak, oha bu neydi ya, cidden mi demenizi sağlayacak sahnelerde var(Ha, bazılarınız cidden sinema konusunda uzmanlaşıp film başlamadan sonunu tahmin edebiliyorsunuz. Aramızdaki Sherlock arkadaşlar benim yorumumu okuyup filmi izleyince ben şaşırmadım deyip bana kızmasın sonra J)
Eee tabi ki her filmde olduğu gibi bu filmin de olumsuz yanları vardı. Şimdi gelelim eksilerine:
Filmin en büyük artılarından birisi konusu demiştim ya, yönetmen filmi tek mekânda çekerek aslında konuyu biraz harcamış diyebiliriz. Film tek bir evin içinde geçiyor ama arınma gecesi bütün Amerika’da, bütün caddelerde yani tüm ülkede yaşanıyor. Filmi tek bir mekânın(Sandin Ailesinin evi) içinde çekerek filmi sadece basit bir gerilim filmi haline getirmiş.
Sonuç olarak
Filmimiz konusu itibariyle efsane bir film olabilecekken, filmin tek bir mekânda geçmesi ve sadece gerilim öğeleri eklemeleri filmi sadece iyi bir gerilim filmi haline getirmiş.
All about The Purge, Arınma Gecesi, Arınma Gecesi eleştiri, Arınma Gecesi filmi, Arınma Gecesi hakkında, Arınma Gecesi öneri, The Purge, The Purge advice, The Purge comment, The Purge criticism, The Purge Eleştiri, The Purge Öneri, The Purge yorum
(
1 oy, ortalama:
5,00, 5 üzerinden )
Loading...
The Purge (Arınma Gecesi) (2013)
Başrollerinde Ethan Hawke, Kraliçe Cercei olarak bir çoklarımızın nefretini kazanan Lena headey, Reign ya da Teen Wolf’tan tanıyor olabileceğiniz Adelaide Kane, Rhys Wakefield, Max Burkholder yer alıyor. Filmin Yönetmenliğini ve senaristliğini ise James DeMonaco üstleniyor.
Filmin konusunu spoilersız olarak açıklamam gerekirse, Amerikan hükümetinin başı suçlularla ve işlenen suçlarla derttedir. Gelen yeni hükümet purge (arınma) adında bir gece ile bu soruna çözüm bulmak isterler. Bu gecenin özelliği 12 saat (Akşam 7’den sabah 7’ye kadar) boyunca kimse işlediği herhangi bir suçtan dolayı cezalandırılmayacaktır. Bu süre zarfında polis ve hastanelere ulaşılamayacaktır. Böylece bu gece haricinde suç işlemenin önüne geçilmesi sağlanacaktır. Filmimiz işte bu dönemde Sandin ailesini konu alıyor. James Sandin (Ethan Hawke) arınma gecesi için insanların evlerine güvenlik sistemi satan bir şirkette çalışmaktadır. Nezih ve iyi bir mahallede oturan bu Sandin ailesi geceyi ailecek, bir arada güvende geçirmek istemektedirler. Gece başladığında evlerindeki güvenlik sistemini aktive edip evi korumaya alan Sandin ailesi, evin oğlu Charlie’nin(Max Burkholder) dışarıda yardım isteyen adamı vicdanı el vermeyip eve almasıyla büyük bir problemle karşı karşıya gelirler çünkü arınma gecesi için adamın peşinde olan grup adamı istemektedir ve almak için her yola başvuracaklardır.
Filmin konusu genel olarak buydu. Şimdi gelelim filmin olumlu ve olumsuz yönlerine.
Öncelikle olumlu yönlerini açıklayayım:
Öncelikle filmin muhteşem bir konusu olduğunu düşünüyorum. Gerçekten iyi düşünülmüş ve farklı bir konusu var. Konu, insanın gerçekten ilgisini çekebiliyor.
Oyunculuklar filmi ileri taşımış gibi. Özellikle değinmek istediğim oyunculuk da filmin kötü adamı olan Rhys Wakefeild’ın oyunculuğu. Pek de adını duymadığım bu arkadaş filmde rolünün hakkını o kadar güzel vermiş ki gerçekten o nazik psikopatlığı ile sizi ürkütmeyi başarıyor. Diğer oyuncuların da hakkını yemeyelim herkes üzerine düşeni yapmış ama kötü adamımız gerçekten filmi daha izlenir kılmış.
Film sizi germeyi ve şaşırtmayı yer yer başarıyor. Filmdeki ne olacağını kestirememe mevzusu gerçekten sizi bazı sahnelerde oldukça geriyor. Filmde sizi oldukça şaşırtacak, oha bu neydi ya, cidden mi demenizi sağlayacak sahnelerde var(Ha, bazılarınız cidden sinema konusunda uzmanlaşıp film başlamadan sonunu tahmin edebiliyorsunuz. Aramızdaki Sherlock arkadaşlar benim yorumumu okuyup filmi izleyince ben şaşırmadım deyip bana kızmasın sonra J)
Eee tabi ki her filmde olduğu gibi bu filmin de olumsuz yanları vardı. Şimdi gelelim eksilerine:
Filmin en büyük artılarından birisi konusu demiştim ya, yönetmen filmi tek mekânda çekerek aslında konuyu biraz harcamış diyebiliriz. Film tek bir evin içinde geçiyor ama arınma gecesi bütün Amerika’da, bütün caddelerde yani tüm ülkede yaşanıyor. Filmi tek bir mekânın(Sandin Ailesinin evi) içinde çekerek filmi sadece basit bir gerilim filmi haline getirmiş.
Sonuç olarak
Filmimiz konusu itibariyle efsane bir film olabilecekken, filmin tek bir mekânda geçmesi ve sadece gerilim öğeleri eklemeleri filmi sadece iyi bir gerilim filmi haline getirmiş.
Benzer içerik:
(1 oy, ortalama: 5,00, 5 üzerinden )