Türk oyun piyasası diğer ülkelere göre oldukça geride. Türk oyuncuların kendi kültürüne kendi tarzına yabancı kalmak zorunda bırakılıyor. 2. sınıf oyuncu muamelesi görüyorlar veya görüyoruz. Peki bu zamana kadar bunun hakkında kaç şirket elini taşın altına koydu veya kaç yazılımcı ağabeyimiz bir ürün çıkarmaya çalıştı.
Kuşkusuz Türk oyun tarihinin babası, dünya çapında da başarılar sağlamış gerek grafikleri gerek fizik motorları ile gerçek bir üne sahip olan Mount and Blade’dir. Aslında sadece bizi gururlandıracak tek bir oyun yok demek istesem de maalesef bizi gururlandıran tek Türk yapımı.
Peki sorun nerede?
Oyun delisi neslimizin, gecesini gündüzünü oyun oynayarak geçirmesine rağmen neden hala bu kadar gerideyiz?
Neden büyük yazılımcılarımız yabancı şirketler altında çalışıp başka devletler altında güzel işler başarıyor?
Önce sorunlar hakkında konuşalım. Bildiğimiz üzere aslında teknoloji ülkemize geç geldi belki de bu yüzdendir veya bunun tembelliğidir. İnsanların bir şeyler yapmadan önce gireceği maddi zararları düşünmeleridir. Yardımcı olacak birini yanında bulamamasıdır.Yaşlı teyzelerimizin kalk artık şu bilgisayar başından demeleridir.
‘Ben kızımı memura veririm’ diyen vizyonsuz neslin yeni jenerasyonu ezmesidir belkide.
Sonuç olarak elimizde kalanlar ise beyin göçleri. Artık bütün Dünya’nın da kabul ettiği gibi bizimde kabul etmemiz gerekmekte yeni dünya teknoloji dünyası. Yeni Dünya sanal gerçeklik Dünya’sıdır.
Türk oyun piyasasına etki eden en önemli etkenler bunlardır işte. Daha fazla sahiplenmelere ihtiyacımız var. Türkiye’mizi sanal Dünya’da da temsil etmeliyiz.
