Karakomik Filmler ve Erşan Kuneri dizisi sonrası sosyal medyada Cem Yılmaz işlerine karşı ciddi bir tepki vardı, bu filmin fragmanı yayınlandıktan sonra aynı tepkilerin geleceğini beklediğimi söyleyebilirim. Çünkü Cem Yılmaz komik film yapar algısı hiçbir şekilde değişmiyor. Adam gerçekten hem prodüksiyona hem işin senaryo kısmına bu kadar önem vermesine rağmen bir şekilde kimseyi tatmin edemiyor. Film yayınlandıktan sonra da film hakkında sadece beklentisi komedi olan insanları tatmin etmediği için baya kötü laf gördüm. Gerçekten sinema konusunda çok renkli fikirlere sahibiz bu konudaki sitemimide yazmadan geçemeyeceğim.
Gelelim filme, ben genel yorumumu baştan yapayım filmi beğendim. Çok iyi olduğunu düşünmesemde senaryosu ve oyunculuğu beni çok tatmin etti. Ayzek ile bu yolculuğa çıkmak ciddi anlamda keyif verdi. Fragmanı izlemeyenler varsa film; Geçimini vapurlarda garsonluk yaparak geçiren Ayzek’in pandemi sonrası otelde bulduğu bir iş ile kendini beklenmedik durumların içine nasıl attığını anlatıyor. Ayzek karakteri tabii Karakomik Filmlerde gördüğümüz Ayzek’in ta kendisi. O dönem Cem Yılmaz bu karakter ile ilgili gerçekten iyi hissettiğini ve onun için önemli olduğunu söylediği röportajlar vermişti. Yanılmıyorsam bu karakterin filmi olacağı zaten Karakomikler zamanından belliydi. Ben şu açıdan çok sevindim Cem Yılmaz’ı dram dolu karakterlerde izlemek ne kadar keyif verse de bir de üstüne hasta ve problemleri olan bir karakterde görmek de güzeldi.
Bir de senaryo tarafından bakmak lazım filme ben özellikle az sayıda karakter olsada hepsinin hikayesinin güzel yazıldığını düşünüyorum. Hatta karakterlerin tiplemelerine dair ipuçlarını onlar tartışırken yada birbirlerinden bir şeyler isterken gözlemliyor oluşumuz bence çok güzel. Çünkü bunu flashback sahneler ile de verebilirdi kolaya kaçıp ama ben böyle yapmasını daha çok beğendim. Bir de tek mekan yada kısıtlı zaman dilimlerinde geçen filmleri çok seven biri olarak bu iş’e ayrı bir bağlandım desem yeridir. Türkiyede böyle filmler çekmek böyle konulara değinmek az gördüğümüz bir şey. Bu arada oyunculuklar konusunda Bülent Şakrak, Celal Kadri Kınoğlu kendi seviyelerinde gayet iyi performans sergilemişler. Özellikle Celal Kadri’nin duygu durum değişikliklerine bayıldım, karakterini anlatmakta hiç sorun yaşamayan biri gerçekten. Öte yandan Ahsen Eroğlu ise iyi anlamda şaşırttı beni Merve Kült yapımında çokta beğenmediğim bir oyunculuğu olmasına rağmen, bu filmde çok samimi ve güzel oynamış. Hiç overacting kafalarına girmeden temiz bir iş çıkarmış.
Özetle, Cem Yılmaz’ın son yıllardaki çizgisini beğenen biri olarak bu filmden de keyif aldım. Yer yer Ayzek’in kendini düşürdüğü komik anlar, yer yer çektiği acıyı yaşadığı hisleri onla beraber hissetmek beni ekrana bağladı. Özellikle Netflix’in son zamanlarda nasıl işler yaptığını düşünürsek bence o kütüphanede nimet sayılır Do Not Disturb. Şimdiden herkese iyi seyirler…