Uzunca zamandır yazı yazmamanın verdiği hamlık üzerimde olsada böyle bir dizi önerisiyle geldiğim içinde çok heyecanlıyım. Bugün Amazon Prime’ın gözde bilim kurgu dizisi The Peripheral’dan bahsedeceğim. Bir William Gibson romanından uyarlanan bu dizinin yaratıcıları Westworld’den tanıdığımız Jonathan Nolan ve Lisa Joy. Dizi bir amerikan kasabasında yaşayan Flynne Fisher’ın hayatına odaklanıyor. Abisi ile çevrimiçi oyunlar üzerinden zamanını geçiren Flynne bir oyunu test ettiği sırada çok farklı bir gerçekliğe atılır.
Belki biraz abartılı bir giriş cümlesi yapacağım ama bu yorumu gerçekten hak ettiğini düşünüyorum dizinin. Bence The Peripheral şu ana kadar yapılmış en iyi 3 Prime Video dizisinden biri olabilir. Kaliteli Bilim Kurgu dizisi yapmak bence en zor işlerden biri çünkü zaman, mekan ve akıştaki tüm dengeleri baştan kurmanız gerekiyor ve bunu yaparken hem seyircinin dikkatini toplamak hem de ona gereken heyecanı vermek zorundasınız. Tabii ki işin uyarlama olması senaryo konusunda ellerini rahatlatmış bu bir gerçek. Dizinin şu ana kadar 6 bölümü yayınlandı, bu süreçte dikkatimi çeken ve en çok beğendiğim şey iki dünya arasındaki bağlantı diyebilirim. Çünkü her bölümde azar azar bu bağlantıya dair bilgiler aktarılırken bir o kadar da şeyi merak ettirmeyi başarıyorlar. Günümüzü şu ana kadar çok güzel bir şekilde işlediklerini düşünüyorum fakat ikinci dünya dediğim alternatif bir gerçekliği o kadar iyi işleyemediler. Çünkü bu gerçekliğin karakterlerini tam anlamıyla aktaramıyorlar ve sürekli kopuk bir olay örgüsü var. Tabii ki izleyiciye puzzle kafasında vermek mantıklı olabilir ama o puzzle çok büyük olduğunda sahnelerin iyi işlenmediği belli oluyor.
Öte yandan oyunculuklar konusunda çok iç açıcı konuşamayacağım, Chloë Grace Moretz benim daha önceden de sevdiğim ve bu dizide gerçekten başrolü taşıyan bir oyunculuğu var. Fakat kadroya genel baktığımda benim perspektifimden vasatın bir tık üstü performanslar ile dolu. Tabii bu diziyi izlenilmez bir hale sokmuyor sadece aksiyon sahnelerinde beklentiyi biraz düşürüyor.
Uzun lafın kısası The Peripheral, sürekli aynı kurguları ve dünyaları gördüğümüz dizilere kıyasla kendini sıyıran ve seyirciye bir sonraki bölümünü merak ettiren bir dizi olmuş. Kesinlikle Westworld ile kıyaslayamayacağım ama kendi çapında izlenebilir ve rahatlıkça önerebileceğim bir dizi diyebilirim. Şimdiden İyi Seyirler…
Benzer içerik:
Sizin için önerilenler
(1 oy, ortalama: 5,00, 5 üzerinden )
Loading...Cevap bırakın
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.
